18 Mart 2011 Cuma

Minik Melegim...



Fillandiyali metin yazari ve konsept tasarimcisi olan Adele Enersen, dogum iznindeyken bos durmamis ve bir hobi gelistirmis kendisine. Hobinin esin kaynagi, bebegi Mila'nin gunduz uykusundayken ne ruyalar gordugunu merak etmesi. Bu merakla yola cikip ne tip ruya goruyor olabilecegini hayal ederek onlari somutlastirmis ve bebegi misil misil uyurken onu o ruyanin icinde goruntulemeye calismis. Ilk olarak bir tane yapip facebookta paylasmis. Yakinlari bu fotograflari cok begenip devamini isteyince ortaya yaratici tablolar cikmis. Iste bende bu yetenekli annenin bu yaratici bulusundan esinlenerek kendi kizima uygulamaya basladim:) Ortaya cok guzel goruntuler cikmaya basladi:)

17 Mart 2011 Perşembe

Yol Arkadasim...


Cagan Irmak' in Yol Arkadasim dizisi, ben bu diziyi cok sevmistim. Cagan Irmak cok sevdigim bir yonetmendir. Dizilerini ve filmlerini cok severim. En sevdigim ozelligi, cok iyi bir gozlemci ve analizci olmasi. Dizilerinde ana tema hep insan sevgisidir ve olaylari cok guzel sekillendirir. Cemberimde gul oya'yida cok sevmistim. Ama yol arkadasim bir baskadir benim icin. Hatta canim sıkıldıgında, mal mal televizyona bakip birsey dusunmek istemedigimde, kendimi uzgun hissettigimde, canim utu yapmak istemeyip utu yaparken oyalanacak birseyler aradigim zamanlarda acarim gene bu diziyi, icim isinir, cok iyi gelir, guldurur, mutlu eder beni. Kizima hamileyken isten donup yemek hazirlarken acar tekrar tekrar izler, dizideki cocuk oyuncu Eylul gibi bicirik, bilmis, sirin bir kizim olmasini dilerdim:) Keske bende bu dizideki gibi kizimi kucuk bir sahil kasabasinda, kocaman, huzurlu, mutlu, gurultulu, sade, heryerden sevgi fiskiran, her turlu zorlukta birbirlerine kenetlenmekten vazgecmeyen, yardimsever bir aile ve insanlar icinde buyutebilseydim... Bu arada dizinin bazi bolumleri kalkmaya baslamis internetten artik hepsini bulamiyorum. Boyle dizileri arsivlemek lazim. Tum bolumleri nerden edinebilecegimi bilen birileri varmi icinizde arkadaslar?

Kizim ve Aydede:)

      Biricik kizim aydedenin kollarinda misil misil uyurken....

13 Mart 2011 Pazar

Kizimin gobek bagini Cambridge Kings College'a gomduk:)))




Bugun sabah kalktik, spontane bir sekilde Cambridge'e gitmeye karar verdik. Hava gunesli degildi BBC hava durumundan Cambridge'de yagmur olmadigini kontrol ettikten sonra yola dusmeye karar verdik. Bir arkadasimizida aldik ve gittik. Cambridge'in benim ve esim icin ozel bir yeri vardir cunku Ingiltere maceramiz Cambridge'de basladi. 3 yil kadar bu sehirde okuduk, calistik esimle. O zamanlar sevgili idik daha evlenmemistik. Cambridge sakin, rahat bir ogrenci sehridir. Ufaktir, bir sure sonra carsida gezerken butun yuzler tanidik gelmeye baslar. Insanlari daha saygilidir, Ogrencisi boldur, Ben severdim bu sehri ama 3 yil burada yasadiktan sonra bekar bir cift olarak cok fazla secenegimiz olmadigi icin Londra daha cazip geldi ve tasindik. Ama insan cocuk sahibi olduktan sonra tekrar o sakinligi ozluyor, Lara'yi Cambridge'de yetistirmek isterim, okullari daha kaliteli, her yer park, her yer yurume mesafesinde, arabaya ihtiyacin bile yok, zaten insanlar bisikletlerle geziyorlar. 3 yil boyunca bir kez bile arac kullanmadim, otobuse binmedim! Benimde bisikletim vardi, yada yururdum. Iste bu guzel sehrin en unlu hatta dunyanin en unlu universitelerinden Cambridge universitesi Kings College bahcesine kizimin gobek bagini gomdum bugun. Gunun birinde bu gorkemli ve onemli okulla gitmesi nasip olsun diye. Batil inanc felan ama guzel seyler bunlar. Sonucta hersey inanmakla ve hayal etmekle baslar bende simdiden kizimin gelecegi icin hayal kurmaya basliyorum. Gerisi allah kerim...

                          Cambridge'de ana kiz:)
       King's College'in bahcesini kizimin gobek kordonunu gommek icin anahtarimla eselerken.
                        Ahanda gelecegin temeli olan gobek bagi:)
 Klipsini cikardimki topraktan cikmasin, boylelikle topraga karissin diye. Isi saglama almak lazim dimi;) Klipside bahcesine firlattim, cifte garanti;)
             Gomdum, ustunu kapatiyorum.
                     Ahanda gomdugum yer!
 Cambridge Kings College'in topragi ile kizimin parcasi kaynassin, gunun birinde istedigi, sevdigi, hep severek calisicagi, basarili olacagi bir bolum secip, kendisine, ailesine ve topluma faydali bir birey olacagi, basarili bir ogrencilik gecirip ve geleceginin temellerini saglam atmasini DILIYORUM DILIYORUM DILIYORUMMMM....                                

12 Mart 2011 Cumartesi

Minik perimle gunlerimiz...

Gunler akip geciyor. Merakli cucem, guzel kizim gunden gune buyuyor. Kizimla gunlerimiz yogun gecmeye basladi. Hem yemek yemege baslamasi hemde cevreye merakinin artmasi bizi gun icerisinde bayagi  bir oyalamaya basladi. Valla minik perim benden daha sosyal yasamaya basladi. Pazartesimiz simdilik bos genelde ya enfield town a gidivp dolasiyoruz yada cevrede turlayip, parkta yuruyus yapip temiz hava aliyoruz. Sali gunleri sabah kalkip, kahvaltimizi yapip children's centre a baby rhymes time denilen bebek sarkilari sinifina gidiyoruz. Orada bir grubumuz var. Biz anneler sarkilar soyleyip, sarkilara gore bebeklerimizle ritim tutuyoruz. Ordan cikista da bolge kutuphanemize gidip oradaki baby rhymes sinifina katiliyoruz. Lara insanlarla vakit gecirmeyi, farkli yerler, nesneler gormeyi cok seviyor. Eger cani sarki soylemek istemiyor ise (cunku gunu gununu tutmuyor) cevredeki nesnelerle oynuyor, kitap sayfalarini kemiriyor, bebeklere guluyor, annelerine guluyor, hop hop zip zip egleniyoruz. Zaten bebemin keyfi yerinde ise benim keyfimde yerinde oluyor daha ne olsun:)  Carsamba gunu ogleden sonra bebek yogasi sinifina gidiyoruz. Evet bizim kokos yoga yapmaya basladi:) Kisaca 10-15 anne ve bebeginin katildigi bir sinifimiz var, Bebeklerimize dinlendirici muzik esliginde masaj ve kas guclendirme hareketleri yaptiriyoruz. Tamamen bebeklerin keyfine gore hareket edilen bir sinif (olasi gereken de bu) Yani Lara hareketleri yapmak istedigi yere kadar yapiyoruz. Ilgisi dagilinca oyuncaklarla oynuyoruz, meme emiyoruz, bebeklerle iletisim kurmayi ogreniyoruz. Bu noktada cok komik oluyor, Benim kizim yasitlarina gore daha merakli, cabuk ilgisi dagilan ve disa donuk bir bebek, bunu bu gruplara katildigimdaki yasitlarini gozlemledigimde daha iyi anladim. Kendi yasindaki bebekler annelerin dibinde, yoga sinifinin sonuna kadar annelerinin hareketleri yapmalarina izin veriyorlar ama bizimki 1 yasindaki cocuklarla asik atiyor, nasil onlari zapdetmek zor oluyorsa bizimkide oyle. buyuk bebekler grubun ortasinda bulunan oyuncaklarla oynuyorlar, bizim bicirik direk o tarafa atilip bana bagiriyor oraya gotur beni diye, gidiyor oyuncaklari aliyor, tadlarina bakiyor, eviriyor ceviriyor, diger cocuklarin elindeki oyuncaklari almak istiyor, eger biri kendininkini alicak olursa bagiriyor. ( daha 6 aylik ama bu davranisi yani kendini savunmasi, "o benim" demesi cok hosuma gidiyor, hakkini her zaman savunan bir cocuk olmasini istiyorum) Diger bebeklere elini uzatip yuzlerine dokunmak istiyor (yuz oksamayi daha dogrusu bir seyi elleri ile tanimayi seviyor) Kisaca boyle eglenceli bir 1 saat geciriyoruz, Bebislerden firsat bulursak biz anneler iki laf ediyoruz. Persembe gunu ogleden sonra kutuphanede masal saatimiz var. Grub 3 ay ile 3 yasindaki bebekleri kapsiyor. Kizim grubun en ufagi, cunku masaldan birsey anlamiyor ama cocuklarla ayni ortama girmesi icin goturuyorum. Biz bir kosede oturup kitap karistiyor, ortalikta kosan cocuklara bakiyoruz, Lara'mda birakin bende kosucam der gibi ellerini ayaklarini oynatiyor, biraksam ucacak sanki minik kelebegim. Valla icimden bir ses Lara ayaklaninca beni pesinden iyi kosturacak gibime geliyor:) Evetttt cuma gunu programimiz ise soyle, sabah kahvaltimizi yapiyoruz ve gene yollara dusuyoruz Children centre daki baby cafe ye gidiyoruz. 1.5 yasina kadar olan bebeklerin oyuncaklarla oynadigi, ortalarda emekledigi, birbirleri ile garip sesler esliginde iletisim kurduklari, biz annelerinde sohbet ettigi baska keyifli bir sinif. Cumartesi pazar babamizla evde ve disarda vakit geciriyoruz, zaten her haftasonu mutlaka bir yerlere gidiyoruz. Yani anlayacaginiz kizimin bir tek pazartesi gunu bos, bu hafta bir children centre daha kesfettim, hafta ici gidip programlarina ve ortamina bakicam. Ayrica prensesimi yuzmeye goturmeye baslicam. Katildigimiz gruptaki bebeklerden birkaci gidiyormus, anneler gayet memnun ve tavsiye ediyorlar. ozellikle havuzda yorulup nasil melek gidi uyudugu!!! Havuz konusunda birkac tereddutum var oncelikle ne kadar hijyenik, millet cocugunu sorunsuz goturuyor ama turkuz ya biraz pimpirikli annelik kanimizda var:) ikincisi hava tam isinmadan goturmek istemiyorum, birde artik totomu kaldirip Ingiliz ehliyetimi almam lazim, tembelligimden cok uzun zamandir erteliyorum. aslinda yillar once halletmem gereken islerin basinda geliyordu ama yapmadim iste. Simdi yaziliya hazirlaniyorum, practice yapacagim hocamida buldum, Yaziliya Turkiye ye gitmeden girip, Turkiye donusude surus sinavini halledicem ve yaza araba kullaniyor olucam. Artik kizimla surekli gezeriz. Iste boyle dedim ya kizimin sosyal hayatina ayak uydurmaya calisiyorum ve gunler boyle keyifle akip geciyor. Allah agzimizin tadini bozmasin, Her gunumuz bir oncekinden daha guzel olsun:)

7 Mart 2011 Pazartesi

Icimden birsey yazmak gelmiyor!!!

Herkesler birbir tasindi:( Bende WP de hesap actim ama oraya icim hic isinmadi, sevmedim ben WP'i. birde bu zamana kadar yazdiklarimi gecirmekle ugrasamadim. Ama bloglarin kapatilacagi haberini aldigimdan beri, bir bikkinlik geldi bana boyle bir koyvermislik geldi. Icimsen hicbirsey yazmak gelmiyor. Nasil bir ulke bu ya, insanlar burada dertlesiyorlar, istediklerini istedikleri gibi soyluyorlar, konusuyorlar diye yaptilar bunu. Digiturk felan bahane bence!!! Bilmem icinizde George Orwell in "1984"isimli kitabini okuyan varmi? Insanlarin baski altinda, koyun gibi yasamini anlatan, devletin insanlarin hatirlamasini istemedigi olaylari nasil hafizardan kazidigini, devlete karsi cikanlarin ortadan kaybolup,hatiralarinin silindigi, insanlarin birbiriyle konusmasinin, toplu olarak biraraya gelmesinin yasaklandigi bir rejimden bahsediyor. Cok etkileyici ve gunumuz ve gelecekteki Turkiye;yi anlatan bir kitap. Iste bizi boyle bir rejime surukluyorlar. Konusma, dusunme, sadece soyleneni yap!!! Ahhh Atam ahhh eminim kemiklerin sizliyordur!!!